24 Aralık 2012 Pazartesi






I'm going to get you.
I'm going to get you.

I'm going to get you out of my head.

Get out.






18 Aralık 2012 Salı



bazen soruyorlar bana nasıl bu kadar güçlüsün diye. evet güçlüyüm ben.. çünkü inandığım şeyler uğruna çok emek veriyorum. çünkü hayaller kuruyorum. bazen o hayallerim bende kırıklık yaratıyor evet ama ben vazgeçmiyorum.
insanları seviyorum hemde bana yapılan onca şeyden sonra. bana yapılan kötülükte kolay kolay arkamı dönüp gitmiyorum. çünkü biliyorum ki gidersem asıl kötülüğü ben yapacağım. kalıp onlarla savaşmayı tercih ediyorum. daha iyi olmak adına çok savaşlarım var benim. ve bende insanlara iyilik konusunda sanırım çok cömerdim.
gülmeyi seviyorum hemde boktan bir hayat yaşarken bile. çünkü biliyorum ki ben güldüğümde bana en yakışan haldeyim. gülmek bana yakışıyor :)
tanımadığım insanları bile dinlemeyi seviyorum hatta yardım bile etmek istiyorum onlara.. tanıdıklarım ki zaten bilirler elimden geldiğince yaparım her şeyi..
ve ben onu sevmeyi de sevdim hep.. her şey bitse de bitiğini en az adım kadar bilsem de sevmek bana hep iyi gelmiştir. bu bir avuntu değil, bu bir boşluk değil ve bu aşkta değil. dedim ya ben sevmeyi seviyordum..
şimdi ise onsuz olmayı seviyorum. ruhum ve vicdanım çok rahat..

PAKİZE..

10 Kasım 2012 Cumartesi

merhaba gerzekler..

aslında çok da boş vakti yok. sadece kısa da olsa yazmak istedim. çünküü daraldım, bunaldım hatta afakanlar bastı bastıı bastıı...
bu insanlar ne kadar da vurdumduymaz. ne kadar sinsi ne kadar düşüncesiz ne kadar hain. sayelerinde kötü bi işe sahibim. aslında işim iyi, onlar kötü ve bu işime de yansıyor. offf bunaldım. gerzekçe yapılan bütün bu işler için gerzekler için daha fazla yazamayacağım. (nokta)


PAKİZE...

20 Ekim 2012 Cumartesi

susma!! neden susasın ki. sen konuş. istemiyorsa o dinlemesin..

çoğu kadın mutsuz. çoğu kadın çaresiz.
kadınlar neden hep mutsuz ve çaresiz. yaşadığım yada gördüğüm çoğu ilişkilerde kadın sessiz. yoo hayır kadınlar çok konuşurlar sözü sadece erkeklerin işlerine gelmeyen şeylerden ibaret. kadın konuşuyorsa hala bir çıkar aradığı içindir.
ben susuyorum. bu gece sırf senin için susuyorum. çünkü sen sadece kendin için seçtiğin cümleleri söylememi istiyorsun. görmeeee konuşmaaa ve duymaaaa..
neden insanlar duymak istemedikleri şeylerle karşı karşıya kalınca dinlemezler. eleştiriye bu kadar mı kapalı bunca insan. aslında eleştiriler iyidir. bir başkası tarafından hoş görülmeyen yönünü en azından ona karşı düzeltebilirsin.. offf nereden de geldim buna..
kadınlar dıyordum hem mutsuz. bir çok kadın sadece obje. bir çok kadın o savunmasız gözüyle bakılıyor ve ne yazıkki bir çok kadın için ben istersem o bana geri döner deniliyor.
hayır!! heyyy sen kadın.. aç artık gözünü. o koskoca bir pislik. senin hayatını sömürüyor. o seni başkalaştırıyor sen gibi değil o yada istemeyeceğin birisi gibi yapıyor seni.
susma!! neden susasın ki. sen konuş. istemiyorsa o dinlemesin.. öyle bir konuş ki sadece senin cümlelerin olsun. bırak o anlamasın bırak o hissetmesin senin söylediklerini. sen yine de konuş. susarsan hiç bilmeyecek aslında onun için gerçekte neler hissettiğini.
bildirmeli insan karşısındakine neler hissettiğini ve yine bildirmeli insan karşısındakine haddini..


PAKİZE..

12 Ekim 2012 Cuma



bazen sadece susarsın.. cevabın olmadığı için değil yada söylemeye çekindiğin falan için de değil. susarsın işte. bilirsin çünkü karşındaki anlamayacak. söylediğin sözler onda havada kalacak. sevdiğin insanları değer verdiklerine uğraş verirsin. bu iyi bişidir aslında. arkadaşlık bu değil mi? dostluk, kardeşlik.. illa aynı kanı taşımaya gerek yoktur kardeş olmak için. hissedersin o mutsuzken sana malum olur. o mutluyken senin de mutluluğun olur. bol bol dost biriktirmeli insan. öyle bu gün var yarın yoklardan değil. her başın sıkıştığında yada mutluluğunu her paylaşmak istediğinde. illa yanında yanı başında da olması gerekmez. bir telefon ötende yada bir otobüs uzağında. bazen kmlerce uzağında ama aslında yanı başında. sadece bilsin istersin; onu özlemişsindir. o hep bilir ne kadar sevildiğini ve sadece bilmesini istersin ben iyiyim...


PAKİZE..

2 Ekim 2012 Salı

BANG! BANG!





Hayallerimi çalamazsınız. 
Onları taklit edemezsiniz.
Ben gibi olabilirsiniz. 
Basit. 
Ama asla benim üzerimde durduğu gibi durmaz üstünüzde.
Her biriyle övünebilirsiniz.
Onlarla ilgili yalanlar savurabilirsiniz.
Acıtmaz.
Düşlerime ket vurmaya yetmez gücünüz.
Bir kıvılcımı çalabilirsiniz.
Ama güneşimi söndüremezsiniz.
Üzgünüm.
Bence biraz büyümelisiniz.:)


Not: işte bunu seviyorum :)


KEPAZE

kapooww!!

Kızgınım! Etrafımdaki herkes kötü olmak gerektiğini savunuyor. Neden, niye bu kadar kötü olmalıyım ki! Kızıyorum, üzülüyorum evet kabul. Suratına bir daha dönüp bakmamam gereken yüzlerce insan var. Ama ben dönüyorum ve tekrar bakıyorum. Nefret ettiğimi sandığım adamlar bana dönüp gülümsediğinde artık onlardan nefret etmiyorum. "Herkes kendi çıkarını düşünüyor seni umursayan yok ki!" Sen! umursamadığın için herkesi kendin gibi görüyorsun tek sorun bu. İnsanlara karşı her zaman umutluyum. En yakınımda sandığım adamlar arkasını dönüp gitse de ben bir gün yanımda yakınımda olacaklarını biliyorum çünkü bende öyle yapardım.

KEPAZE

27 Eylül 2012 Perşembe


Bugünlerde herkes gitmek istiyor.
Küçük bir sahil kasabasına,
Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara...

Hayatından memnun olan yok.
Kiminle konuşsam aynı şey...
Herşeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.
Öyle "yanına almak istediği üç şey" falan yok.
Bir kendisi.
Bu yeter zaten.
Herşeyi, herkesi götürdün demektir.
Keşke kendini bırakıp gidebilse insan.
Ama olmuyor.

Hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor.
Yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor.
Böyle gidiyoruz işte.
Bir yanımız "kalk gidelim",
öbür yanımız "otur" diyor.

"Otur" diyen kazanıyor.
O yan kalabalık zira...
İş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile,
Güvende olma duygusu...
En kötüsü alışkanlık.
Alışkanlığın verdiği rahatlık,
Monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor.
Kalıyoruz...
Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.

Evlenmeler...
Bir çocuk daha doğurmalar...
Borçlara girmeler...
İşi büyütmeler...
Bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.

Misal ben...
Kapıdaki Rex'i bırakıp gidemiyorum.
Değil bu şehirden gitmek,
İki sokak öteye taşınamıyorum.
Alıp götürsem gelmez ki...
Bütün sokağın köpeği olduğunun farkında,
Herkes onu, o herkesi seviyor.
Hangi birimizle gitsin?

"Sırtında yumurta küfesi olmak" diye bir deyim vardır;
Evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin,
Kendi imalatımız küfeler.

Ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada.
Ölüm var zira.
Ölüme inat tutunmak lazım,
İnadına kök salmak lazım.

Bari ufak kaçışlar yapabilsek.
Var tabii yapanlar, ama az.
Sadece kaymak tabakası.
Hepimiz kaçabilsek...
Bütçe, zaman, keyif... Denk olsa.
Gün içinde mesela...
Küçücük gitmeler yapabilsek.

Ne mümkün.
Sabah 9, akşam 18
Sonra başka mecburiyetler
Sıkışıp kaldık.
Sırf yeme, içme, barınmanın bedeli
Bu kadar ağır olmamalı.

Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
Bir ömür karşılığı, bir ömür yani.
Ne saçma...
Bahar mıdır bizi bu hale getiren?
Galiba.

Ben her bahar aşık olmam ama
Her bahar gitmek isterim.
Gittiğim olmadı hiç,
Ama olsun... İstemek de güzel.

PAKİZE..

14 Eylül 2012 Cuma

her şey yeniden başlamayacak ya. yada hiçbir şey olmamış gibi de olmayacak. evet bugün 23 yaşına bastım. hiçbir şey değişmiyormuş değişmeyeceğini zaten biliyordum. nefes alışlarım aynı olacaktı bakışım aynı. sadece özel bir gün bugün benim için. bundan 23 sene önce anneme o muhteşem acıları çektirmeme rağmen bugün annem bana iyi ki seni doğurmuşum demesi gözlerinin bana parlayarak bakması hiçbir şeye değişilmez bir şeydi. seni seviyorum annecim. iyi ki beni doğurmuşsun..
bu sene çok şaşalı doğum günleri yapmıyorum kendime. evimde oturuyorum. sevdiklerimle görüşüyorum internette telefonda. arkadaşlarım gece güzel bir sürpriz yaptılar bana. güya kavga etmişler de bir aşağıya inicekmişim. indim arabanın arkadasına saklanmışlar ama görünüyorlar :) arabanın üstünde ilkel bir şekilde kestim pastamı kutladık doğum günümü. bir de sağ olsun eş dost akraba kutladı tek tek tşk ettim hepsine. yanımda olamasalarda olduklarını bildiklerim var ya işte hepsini çok seviyorum. ben hep güzel dostluklar biriktirmişim kendime..

evet ben bugün 23 yaşıma bastım. bundan seneler sonra  bu yazımı okuyor olduğumda çok gülecek olsam da kendime ben bugün 23 yaşımda yanımdaki dostlarımla mutlu bir insanım. İYİ Kİ DOĞMUŞUM ve İYİ Kİ YAŞIYORUM..

PAKİZE..

29 Ağustos 2012 Çarşamba





bazen  sarhoşlar ne dediklerini bilmiyor bazen ise ne dediklerini bilmeyenler sarhoş zannediliyor. fakat ben seni biliyorum. işte tam da bu yüzden işte bu yüzden sen sarhoş kal bense ne dediğini bilmeyen..




PAKİZE..

9 Ağustos 2012 Perşembe

.bu gece.

neden niye nerden ne zaman ve nereden? sorulacak sorularım cok aslında. hangısını hangısıne sorsam veya sordugum sorulardan yanıt mı bulsam? sakinim aslında. fazla sakin. hiçbirşeyi umursamıyor görünüyorum. gerçekten öyle mi? çok çabuk mu karar alıyorum. düşündüklerim mi bana bunları dusunduren yoksa bunları dusunmem gercekten gerekıyor mu? karşılık mı vermem gerekıyor kafamın ıcındekı sorulara yoksa gerçekten  susmalı mıyım? kötü giden neredeyse hiçbir şey yok. bu mu yoksa benı bu denli düşündüren. normal mı bu diye. olması gereknle olması gerektiği gibi yaşamayı öğrenebilecek mıyım ben? yeni bir seyler yapmam gerekiyor. kendıme yeni birşeyler eklemem. bir yerler görmem mesela. yada artık yarım kalan kıtaplarımı bitirmem. yenı bır el ısıne gırısmem yada bı kursa gıdıp daha once yapmadıgım bır ıs kazanmalıyım. ders de calısmam gerekıyor. evet evet benım ders calısmam gerekıyor. sanırım işe ders çalışmakla başlamam gerekiyor. başarabileceğimi biliyorum. ben istersem başarırım çünkü. bunu gerçekten istiyorum.
dışarıda yazdan az da olsa kalma bir hava serin esen bir rüzgar kahvem ve çayım ve ben evimdeyım.evimi seviyorum. son zamanlarda az vakıt gecırsemde evimde olmayı sevıyorum. bu evde yalnız da aılemlede yaşamayı seviyorum. sanırım aile konusunda ben şanslı sayılan kesimdenim. güzel ve anlayışlı bir aileye sahibim. biliyorum şuan liseli ergenlerin cümlelerini kullanıyorum :) ama içimden geçenleri yazmak istedim bu gece. geceleri de seviyorum. bence geceler bütün seffaflığı ortaya koyarlar. karanlık olsa da aslında hersey ortadadır geceleri. geceleri seviyorum. geceleri çalışmazsın. geceleri uyursun geceeleri dinlenirsin. dinlenmeye de ihtiyacım var. bedensel değil ama ruhsal. ve cayımdan bır yudum daha alıyorum sıgaramdan bır nefes daha. sigara içmeyı de sevıyorum. bugun bu kadar. başka yok. söyleyecek başka cumlem yok bu gece..

PAKİZE..

4 Ağustos 2012 Cumartesi

değişmeyen ne varsa hep burada aslında. benım hayatımda. yasım gıt gıde buyuyor ınsanlar fızıksel dusunsel değişiyor fakat ben hep aynı kalıyorum sanıyorum. ne bır adım oteye ne bır adım gerıye gelemıyorum gelmıyorum.aldıgım yol yk sayılacak cınsten olmamasına ragmen aslında yapmam gerkenler değil bunun farkındayım. yapılacaklar listemi çıkartıp güncellemeliyim. takılı kaldıgım yerlerde bır revizyon gerçekleştirmeliyim.


PAKİZE..

26 Haziran 2012 Salı

şimdiki nesil..

işten geldim duşa girdim yemek yedim derken yaktım bir sigara.. evde kimse yok. camları açtım kuş sesleri hala dışarıda. kısık bir müzik açtım dinleniyorum.. apartmanın bahçesinde çocuklar oyun oynuyor gülüyor gülüşmelerini duyuyorum. ve bir andaaaa poffff bütün büyü bozuluyor. amann allahım bu cocuklar ne dıyor bole. yenı nesılın favorı dızılerınden selena. selena selena dıye bagıyorlar. hah. sankı gelecekmış gıbı. cocuktur ınanmıstır. evet kesınlıkle ole olmustr. ıste tam da bu yuzden ozellıkle o yaş grubu selena gıbı bı dızı ızlemelerındense daha guzel daha oğretıcı programlar ızlemelıler. aptal bıreyler buyuyor boylelikle. yaratıcılıkları zayıflıyor. gunumuz cocukları toprakla artık oynayamıyor. bısıklete bınemıyor yada saklanbaç oynayamıyor. ne kadar da yazık!! oysaki bızım zamanımızda topraktan yemek yapılır aksamları saklanbaç oynanır bısıklete bınılır enerjı bu sekılde atılırdı. sek sek oynarken kanattım ben dızlerımı. taş yaraları var benım dızımde. bısklete bınerken dusup yaralanırdı dızlerım. saklambaç oynarken öğrendım ben elma dersem cık armut dersem cıkma'yı. meyvaları cıktıp daldıgımız agaçlardan yerdım hep. şimdi ise neler oluyor. hayata getirdiğimiz nesiller neler yaşıyor. geleceğe birşeyler bırıktırmeden devam edıyorlar. dolu dolu bır cocukluk yasamama rağmen zamanı gerı alabılseydık bırıktırebılecegm  bır bu kadar daha cocuklugum olurdu.. şimdiki nesil de en az benım kadar cok cocukluklarını yasamayı diliyorum...

PAKİZE

18 Haziran 2012 Pazartesi




kepaze'm. güzel insan. dostum..
sen o kadar yürekli bir insansın ki o kadar derin düşünüyorsun ki o kadar güzel ki düşüncelerin o kadar hoş ki yaptıkların. ben seni sen gibi olmayı uzun zamandır istediğim ama yapamadığım için, senin o ürkekliğinin altındaki gözü karalık için, her duruma farklı bakış açın için, bir anaç duygusu taşıdığın için, bir karşılığını göremesen de sevebildiğin için, her şeye ayak uydurabildiğin için, düşündüklerimizi düşlediklerimizi yaşatabildiğin için, seni senden başka olmadığı için seviyorum.



PAKİZE..

15 Haziran 2012 Cuma

Birikik İnsanın Şarkısı




..öz..
--------------------------------------------
Yapışa yapışa görüyorum.
Evler sürtüne sürtüne geçiyor yanlarımdan.
Duvarlar derilerimi kanatıyor.
Kümelenip sırtıma biniyor bulutlar.
Ben dimdik duruyorum, yürümekli. 
Yol ayaklarımın altından kayıp geri gidiyor.

Bütün taşlar, topraklar, ağaçlar doluyor sonsuz gözlerime.
Hepsinde sayısız gözlerimden biri kalıyor.
Dönüp
Bütün bunları ben yaptım diyorum, inanıyorlar da...
Durup,
Şu kendimi bu gördüğümüz gibi ben yaptım,
Diyorum.
İnanmayorlar.

Gözümden düşüyoruz.
 
Özdemir Asaf

---------------------------------------------------------------

İnanmayorlar!!


KEPAZE

4 Haziran 2012 Pazartesi

Mutlu bir gün..

Bir kurban daha verdik aramızdan. lise sınıf arkadaşlarımdan birisini daha evlendirdik. güzel bir heyecan. o zaman bunun bir gün olacağını düşünmüyorsun elbette ki. ama zamanı geldiği zaman ve mutlu olduğu görmek hakikaten güzel birşey.
bir ay öncesinden haber verdi. haziran 3 düğünüm var. geliyorsunuz organize et sınıfı diye. biz hep iftar yemeklerinde sınıf toplantılarında buluşurduk oysaki. zevkle dedim büyük bir zevkle gelicem ve herkes orada olacaktır merak etme. facebooktan topladım milleti düğünümüz var kimler gelmek ister diye. sağ olsunlar hemen hemen hepsi geleceğini söyledi. gelemeyenlerde il dışında olanlar sınavları olanlar ve çok samimi olmadıklarımız oldu. ama bu sefer aldı bizi bir heyecan. ne takıcaz? altın takmak kolay olanıymış ben bunu anladım. çünkü gidiyorsun ve alıyorsun altını. ama istedim ki bizden birşeyi olsun. görünce kullandıkça bizi hatırlasın hep. sınıf arkadaşlarım aldılar bunu desin. kepazeyle tam da sınav arifesinde olmamıza rağmen girmediğimiz bakmadığımız dukkan kalmadı. tek tek tek tek baktık ne alabiliriz diye. bu arada sormadık da değil hani neye ihtiyacın var onu alalım dıye. herşeyi tamammış. görev bize kalınca üstümüze düşeni yapmaksa amaç kolları sıvadık. yeni evli çift neler kullanır ne yapar neler sever baktık. sonunda bir iki şeye kafamız yattı.ama almadık. danışalım diye beklettik.
kına günü geldi çattı. süslendik püslendik hazırlandık çıktık yola. gittik kınasına. bizim kız oynamaktan bir hal olmuş. gittik oturmadan oynattı bizi de. bindallısını giydirmeye yukarıya çıkarttık. az sohbet muhabbet dedikodu ardından kınasını yaktık ee tabii bizde yaktık. vesselam döndük geldik. ertesi gün büyük gün. sabah sınava gidilecek. ardından hediyesi alınacak hazırlanılacak ve düğüne gidilecek. sabah erken kalktık sınavımıza girdik ama eve döndüğümde büyük bir sürpriz annemler hadi hazırlan kahvaltıya köye gidiyoruz. hayyydaaaa bugün büyük gündü ama düğün vardı. yetişemem ki. itirazlar kabul edilmedi ve köye gidildi. fırsat bu fırsat temiz hava  bol oksijen hamağa bir yatarsın haftanın uykusunu uyudum. derken geri dönüldü. hemen hazırlandım süslendim saç baş yapıldı. koştur koştur hediyeyi almaya gittim. oradan kepazeyi aldım oradan düğün salonuna. içeriye girdiğimiz gibi pist bizi bekler diyip kalktık oynamaya. bir oynadık bir oynadık. sanırım artık kurtlarımız dökülmüştür. sıra geldi takı faslına. koca koca şeyleri takamayacağımız için kenara koyduk resmimizi çektirip yerimize geçtik. biraz daha oynadıktan sonra salondan ayrıldık.
sonuç itibariyle güzel bir düğün oldu. ne derler onlar ersin mürvetine biz çıkalı kerevetine..

PAKİZE

29 Mayıs 2012 Salı



sesini sevdim ben senin. açılıp dökülüşünü bana tek tek, damla damla. yudum yudum içtim seni. tadın hala damağımda. rengini sevdim senin. bana beni anlatan rengini. aşkın rengini. kadehin ile uyumunu sevdim senin. benim kimseyle olamadığım uyumu. kokunu sevdim senin. ekşi koksan da kokunda ki sarhoşluğunu sevdim. tadını sevdim senin. dudaklarıma her değişinde ki mahmurluğunu sevdim. sakinliğini sevdim senin. seni tadarken sakinliğimden.
sevdim işte. bir nedene bağlamak anlamsız çoğu zaman. sevmek için değil ama sevilesi olduğun için sevdim seni.





PAKİZE

25 Mayıs 2012 Cuma

molaa...

yine taktım kulaklıklarımı ve başladım jazz dınlemeye. bu muzık benı mutlu ediyor. ruhumu hissettiriyor bana.
herkes sevdiği işi yapıcak arkadaş. aile zorlamasıyla yada  çevre baskısıyla edinilen işler sonunda mutsuz bireyleri  görüyorum da ne yaptıkları işte fayda var nede onları tatmin ediyor. yapılan iş aslında insanı yansıtmalı başka türlü olmaz.
ben mutluyum işimde. hem eğlenıyorum hem de kendim için de birşeyler yapabileceğim şeyler sağlayabiliyorum. bu çok önemli. bir kişi çalıştığı iş yeri için ne kadar vazgeçilmez olursa olsun en nihayetinde yaptığı işde bir zaman sonra kendini geliştirmezse eğer klişe insan olarak kalacak. hayır kardeşim her gün yeni birşey oğrensen :) yapılan işlerde mutlu olmak kendinle özümlediğinde oluyor. ne yazıkkı özel sektorde devlette bu konuda sanssız kesim. aslında çalışmak ıyı bırsey değil. ma ınsan kendını ılerletmek ıcın olsun yenı bırseyler katmak ıcın olsun paslanmamak ıcın olsun sürekli birşeylerle uğraşmalı. o zaman neymiş efendim işleyen demir pas tutmazmış.o halde ne yapmalı. kulaklıkları çıkartıp muziği kapatıp işe geri dönmeli ;) bu kadar dinlenmek yeterli ;)





PAKİZE

20 Mayıs 2012 Pazar

yabancıyım

bu ara dilimden düşmeyen süper şahane bir şirin soysal şarkısı;




Tanımazsınız beni çok uzaklardan geldim ben
Uğraştım çabaladım olmak için sizden 
Anlamsızca gülücükler saçtınız suratıma 
Ama olmadı nafile yabancıyım 
Başta hep böyle olur diye avuttum kendimi 
Heyecanla ve umutla tuttum sözlerimi 
Gülmeye çalıştım kötü esprilere 
Yapamadım nafile yabancıyım 
Alın beni aranıza hemen şimdi ve şuracıkta 
İhtiyacım var ait olmaya 
Dalalım serin gecelere salaş eğlencelere ve 
Sarılalım hepsinin sonunda

Konuşmalarınıza hep katılmak istedim 
Ama sizin gözünüzde ben bir dinleyiciydim 
Söyleyeceklerim benimde vardı o konularda 
Susturdunuz nafile yabancıyım 
Durumum bariz ortada sakladığım bi şey yok 
Alacaklarım pek azdır vereceklerimse çok 
Artık kabullenin beni sizden biri gibi 
Hem yabancı hem de buralı biriyim 
Alın beni aranıza hemen şimdi ve şuracıkta 
İhtiyacım var ait olmaya 
Dalalım serin gecelere salaş eğlencelere ve 
Sarılalım hepsinin sonunda 
Sizin gibiyim gerçekten olsam da biraz çekingen 
Aslında tek farkım… Yabancıyım 







KEPAZE

19 Mayıs 2012 Cumartesi

rüyalar..

yastığa başını koyduğun ibi uyuyabiliorsan eğer güzel birşey. çünkü hem vicdanın rahattır hemde kafan.
uyumakk.. bu aralar bolca yaptığım şey. işten eve gel yemeğini ye iki muhabbet et ev halkıyla ve televizyonun karşısında yat ve uyuyakal.
ben ne zaman moralım bozuk olsa ağlarsam yada ne zaman bırseylerden kaçmak ısteydıysem uyurum. bir çeşit koruma mekanizması. sevgilimle kavga mı ettim git yat uyu moralim düzelir. çok mu ağrım var uyu sabaha birşeyim kalmaz, yorgun muyum uyu sabaha dinlenirim, evde iş yapmak istemiyor muyum kapı mı çaldı bakmak mı ıstemıyorum yada mısafır geldı konusmak mı ıstemıyorum o an anında uyuma gerçekleşir.
belki birçoğumuzda  oluyordur bu ama bana buyuk bır heycan ve zevk verır '' rüyalarımı kendim yönlendirebiliyorum'' uyuyorum sanırım ama anımsıyorum sımdı sunu yapıcam soyle olacak suradan gıdıcem sunu ızleyecegım v.s v.s ama bunu yapabılıyorum. genelde güzel sonlandırmayı tercıh edıyorum ama arada kotu de sonlandırıyorum kı ruyam onu yonlendırdıgımı cakmasın dıye.
bundan bır kac sene once ruyamda sureklı olarak koskocaman papatya tarlasında kostugumu ve ne kadar ustlerıne de bassam yatıp yuvarlarsamda o papatyaların dımdık ayakta durdugunu gormustum. ve bunu bır kac kere gordum. zaten bu ruyamdan sonra fark ettım yonlendırebıldıgımı, artık onlara bırsey olmadıgını gordukce daha da ustlerıne basmaya baslamıstım. gıderek daha cok tepınıyordum delı gıbı. sonra bır bebek goruyordum ruyaama gore o bebek benım cocugum tos tombalak bır erkek cocugu. her ruyamda ustunde aynı kıyafet vardı bır sonrakınde artık ustundekı kıyafetı değiştrmıstım :)
oysakı ruyalar bır kac sanıyelık oldugunu soylerler. ahhh ben o ruyalara neler neler sıgdıryorum bı bılsenız. sanırsın butun gece yarın ıle ılgılı plan proje cızıyorum :) ruyalar bılınc altındakılerın ortaya cıkması oluyormus cogu zaman. umarım ole değildir. ve eğer oyleyse ben ınsallah ruyamda konusmuyorumdr :)
bakalım bu gece hangi serüven beni bekliyor olacak..

PAKİZE

17 Mayıs 2012 Perşembe

bun-dam part 2

mutlu oldun hadi az da üzül!!!
*kendimi hiçbir şeye ait hissetmiyorum, ben özgür müyüm? yalnız mı?
*beklenti etkisi diye bir şey duymuştum, olabileceğine inanmıştım.. Ama ne ben nede kimse benden birşey bekliyor. üzerimde bi etkisi kalmadı artık. buna sevinmeli mi?
*ne anı yaşıyorum ne yarın için uğraşıyorum sürekli geçmişe dönüp acı çekiyorum ah acınası bir haldeyim:)
*neden bu halimle kabul göremiyorum, ben bu kadarım, elimden gelen bu. neyi neden niye bu kadar zorluyorsunuz ki beni baştan yaratamazsınız vazgeçin artık bundan.
*...
*...
*...
*...
*...
*...
*...
.
.
.
*iki nokta arasında sıkışıp kalmışım ne bitirebiliyorum ne devam edebiliyorum!!!



KEPAZE

8 Mayıs 2012 Salı

bun-dam



Bazen kaybettiklerimi hatırlıyorum içim acıyor.. o an kimsenin mutlu olmasını kaldıramıyorum.. kocaman gülen ağızlar görmek istemiyorum. benim hak edememiş olma olasılığım düşüncesi beynimi parçalara ayırıyor. neden, neden, neden? bir defa daha kaybedersem kendimi bir daha çıkamam. umutlarımı tüketiyorum. umuda ihtiyacım var ve yalnız kalmamaya...

Kepaze

28 Nisan 2012 Cumartesi

değer yargıları, anlamdırmalar, sahte bakışlar, ruh, ten, düşünce, mana, kavrama, zannetme, hissetme, tatma, görme, bilme.. neler yapıyoruz biz zaman içerisinde kendimize. aman tanrım. anlamak istiyorum kendimi. mukayese ediyorum düşüncelerimi. ben bu olamam. bahar mı beni böyle yapan yoksa ben hep böyleydim de bu nu bahara mı yıkıyorum. dışarıdan bakan sen mı derler ama var bırsey var bır acık taraf var hep. bakıyorum ama görmuyorum tadıyorum ama anlamıyorum. hıssedemıyorum. karmaşıklıklar içinde bir telaş var içimde. bir yerlerde saklı kalma isteği ama bır o  kadar da hep birlikte. 
ben hapşurayım o bana sağlık dilesin ben hapşurayım o bana iyilik dilesin.. ben hep birlikte desem bile o zaten ole desin. 
ben varken o var olsun. ben yokken varlıgımı surdursun. offf saçmalıyorum gene. konusmaya ıhtıyacım var sanırım. cok susmusum. sesım cıkmıyor artık. dılım donmuyor ıcımdekılerın tarıfını yapamıyorum. sigaram gene bitiyor. ruhum gene acı cekıyor. sanırım bunaldım. farklılaşmaya ıhtıyacım var bu sıralar. ruhumun derınlıklerıne işleyecek kadar fark bana ıyı gelebılır sanırım. uyumamaya dırenıyorum uyumayacagım uyumamalıyım uyumak yok. ve sanırım ben saçmalıyorum...


PAKİZE..

27 Nisan 2012 Cuma







Yeni lezzetler yeni zevkler denemeler denemeler denemeler.
Dün gece bıraktık işi gücü waffle yaptık. Sanırım biz bu işi becerebildik. tadı görüntüsü harikaydı. Çeşitlendirilebilir tabi ki ama ilk denemeye göre oldukça iyiydi.



PAKİZE..

24 Nisan 2012 Salı

alışkanlıklar ve korkular..





dun gece acaip gaza geldim ve uzun zamandır elime dahi almadıgım kıtabımı okumaya yeniden başladım.
bızım ulkemızde neden boyle oluyor ki? neden kitap okuma alışkanlığı yok? okuma zorunluluğu adı altında okutuluyor? o zaman nesi cazip gelir ki? insanlar zevk alarak özümseyerek okumadıktan sonra ne anlamı var? ben de cok okuyan bırısı olmasım hıcbır zaman.. aklıma geldıkce yada okudugum kıtap benı ne kadar suruklerse o kadar. oysa her gece yatmadan once gıbı bır alıskanlıgım neden olmadı benım? korkuttular cunku benım hep gozumu.. bunu yapmalısın dıye dırettıler.
okunmalı kıtap. hep duze olanları da okunmalı onlarla dığerlerının farkı anlasılabılsın dıye. sana hıcbırsey katmayacagını bılsen de o an gordugun kıtabı ozumseyerek okumalısın. mutlaka bırseyler kazandıracaktır.
şahsen ben artık boyle bır alıskanlık edınmıs bulunmaktayım.
okuyacagım okuyacagım okuyacagım...

PAKİZE...

part 2


Sen kocamansın çünkü;
Ne zaman boğulduğumu hissetsem beni tüm karmaşanın içinden çekip çıkarıyorsun.
Çünkü sen hep kocaman gülüyorsun.





KEPAZE

13 Nisan 2012 Cuma

DİKENLİ ŞEYTAN-ŞAHDAMAR VE PİPO

yeni bir ay yenı başlangıclar yenı heycan yenı umutlar.
Kepaze ile Pakize bu kezde aileye yani üyeler katmaya karar verir. Hoş geldiniz Dikenli Şeytan, Şahdamar ve Pipo.

Cumartesi gecesi birlikte vakit geçirmeye ve özlem gidermeye karar verdik. bulut ve arkadaşlarıyla oturduk. sohbet muhabbet koyuydu doğrusu. saatin farkında bile varmadan evde çocuklar bekler, ocakta yemeğim var v.b. bahanelerimizle kalktık düştük evin yoluna. yol gider biz gideriz biz gideriz yol bitmek bilmez derken vardık evimize. zamanın geçleri hamarat. aç olacağımızı bildiği için ve kendisi de tek başına yemektense beklerim gibisinden bizim gelişimize sofrayı hazırlamış beklemiş. oturduk önce güzel bir yemek yedik. eee diyorum ya hamarat diye gerçekten hamarat çayımız bile demlenmiş. yemeğin ardından çay sigara ve geçtik gene bilgisayarların başına. akşam çekildiğimiz fotolara baktık bir bir. haftalık dedikodularımızı yaptık. şarkılarımızı dinledik ve gecenin ilerleyen saatlerinde blogumuza yazmaya başladık. o yazdı ben okudum ben yazdım o okudu bazılarını yazdık yazdık sildik derken geldik yeni aile üyelerinin kararını vermeye.

dikenli şeytan ve şahdamar..
baktık ki çok radyasyon alıyoruz ve takdir edersiniz ki bizim derimizde korunmak için bir şey yok. aile üyesi yapalım ve onları kullanalım dedik. bir yerde okumuştum. kaktüsler radyasyonu çekiyor diye. küçükken alalım da dedik alışsın bize :) pazar günü ilk işimiz yeni aile üyelerini bünyemize katmak için kollar sıvandı. gidildi ve hemen alındı. hemen isimler konuldu. adları Dikenli şeytan ve şahdamar. dikenli şaytan diye bir hayvan varmış ve aşırı komık adımları varmıs. ona benzettıgımızden bırının adı dikenli şeytan ve şahdamar.. hapiniz gibi bende bir ajdar hayranıyım :) dedım her sabah dikenlerini üstüme salsa bile ben onu cok sevicem her gün ona sarkılar soyleyecegım. şah şah şah dam dam dam ar ar ar şahdamar şahdamar :)



pipo da ailemizin minik sapşal balığı. dipte gezer. yemini yemeğe çıkar ve geri yerine dibe döner. tam bir miskin. gerçi yavaş yavaş hareketlenmeye başladı.
yeni üyeler yeni sevgiler.. yine gene yeniden...













PAKİZE

İÇ'ten

Sen kocamansın ÇÜNKÜ;
beni bu dünyada senden kocaman kimse saramaz. ben bir tek senin kollarında o kadar küçük olabilirim ve bir tek senin kolların benim belimde 2 tur atabilir.


kepaze


6 Nisan 2012 Cuma

Bütün dünyayı kucaklamak istedim, kollarım yetmedi.



sürekli bir karmaşa yaşıyorum. çoğu kez anlayamıyorum. aklımda tonlarca şey var. her gece katlanarak üzerime saldırıyorlar. gece uyumasak keşke... bazen yanımda bir ruh beliriyor ona sarılıyorum o bana dolanıyor zihnimi temizliyor uyuyorum. uyanıyorum. öyle çok şey yapmak istiyorum ki hepsine elim değsin, hepsinin acısını tatlısını tadayım. bisikletime atlayıp dünyayı dolanayım. okyanusların en dibine inip en büyük balıkların karnında dolaşayım. kocaman kitapların içinde kaybolayım. boyalarım dünyamı boyamaya yetsin. renklerin ruhuna dokunayım. bulutların üstünde şarkılar söyleyip dans edeyim. kötü olup can yakayım. af dileyim, dünyayı kucaklayayım, kollarım yetişsin. şiirler ben olsun, ben şiir. jezebel olayım kan içinde yatayım. sabah olsun. gözlerim yanmasın. bilincim kaybolsun. uyanayım yine sabah olsun.


Ke-Pa-Ze

2 Nisan 2012 Pazartesi

Geçmiş, Geçememiş..

Bir kaç yıl öncesinde yazdığım bir şey. O hala geçmemiş,devam etmiş bu sefer güzel imiş.


Seni özlemek suç mu bilmiyorum. Görmediğin, duymadığın, hisseDEmediğin bir insan nasıl özlenir ki...
Sana yazdıklarımı  okudum da, sen varken ruhumun tıka basa nasıl dolu olduğunu gördüm. Kilitlenmek, kilitlenmek sen, o, bu, şu tarafından değil ruhsuz kalan bedenin kendini kilitlemesi.. Çıkış yok, kaçış yok kaybolan ruhun geri dönmesi tek seçenek..Zor çok zor yeniden ulaşmak, yakalamak çok zor.

Ruh kaçınca hayallerde kayboluyormuş biliyor muydun? Beynim bomboş kaldı. Baksana yazdıklarıma duygudan, aşktan eser yok, hiçbirinin içinde bir ruh yok ama bana bıraktığı tek şey acı (eksikmiş gibi). Bazen çekilmez oluyor.Bir yerlerden kendimi atmak istiyorum belki yeniden heyecanlanırım diye (heyecanda bir duygu değil midir?) ama yapamıyorum. Canımın yanmasından korktuğumdan değil (zaten yeterince yanıyor:)) ya buda beni heyecanlandırmazsa? Ruhsuz ölmek istemiyorum. Bu her şeyi bitirmek olur. Yeniden doğmak yalan olur. İyi yanı, korkularımda kayboldu artık. Eskilere bakıyorum, yazdıklarıma,çizdiklerime hepsinin bir ruhu var. Her birinin bende bıraktığı izler var ama şimdi ne yazsam ne çizsem boş. Ölmüş gibi her şey soğuk,karanlık..

Kilitlendim! Ruhlar bedenden ayrıldığında beden kapatırmış kendini ruh nasıl kaçtıysa öylece kalırmış.Bende, öyle işte... 



KEPAZE




31 Mart 2012 Cumartesi

GÜLEN FOTOGRAFLAR..

küçük bir fotograf çok şey anlatır. her fotoda güldüğümüze bakmayın. hüzün çizgileri yerleştiyse yüzüne. ayır bu sefer karamsar olmaayacağım.
bir sürü foto karşımda ve her birinde bir dertten kurtulmuşcasına sevinmiş gibi gülüyoruz kötülerin üstüne kocaman bir gülümsemeyle kapatıyoruzz. gülmeliyizde zaten. kahkaha atmak kalbe iyi gelirmiş bir yerde okumuştum. kahkahalarımızda boğulmalı kötülükler. buluta bahsetmiştm ya kötü adamlar diye işte o kötü aadamlarda benim kahkahalarımın altında küçücük kalmışlar :) üzülmek neden? ne için neden kim için nereden... 
nereden nereye kimle nereden nereye. olmalı mı olmamalı mı? hayır düşünmeyeceğim bu sefer. oluruna bırakıp olduğu kadar da demeyeceğim. olsun istediğimi istediğim zaman ve yerde olur hale getireceğim. bol bol güleceğim kahkahalarım daha da büyüyecek ve sonunda da karnıma ağrılar girecek. ve ben mutlu öleceğim..

PAKİZE

Karmaşa




Hepsi, hepsi fazla mı hayal.. Doyum noktası ne zaman? Ne zaman oldu, olacak. Hangisi, o şey ne ise ne zaman yeter ki? İstekler elle tutulduğunda anlamını yitirir mi? Hep böyle mi olacak? Ama olmaz hep böyle olmamalı.  Anlamsız olur öyleyse. Olmamalı! Olmasın! Olmaz! Bitmesin, bitmesin, bitmesin...


KEPAZE
özlemek güzeldir.
bazen sevdiğiniz insanı bzen bir nesneyi bazen hayallerinizi özlersiniz. düşünürüm zaman zaman kocaman bir cantam olsun bütün sevdiğim şeyleri yanımda taşıyayım hiç birinin yada hiç kimsenin eksikliğini hissetmeyeyim. zaman zman çıkartıp bakayım onlara. hep ama hep yanımda yanıbasımda olsunlar. bu bencillik sanırım bırak bencilliğim bole seylerden olsun. güzel ve bir o kadar da saçma sapan günümün sonu güzel olsada sevdiğiim insanlar yanımda ve mutlu olmak güzel birşey..
sevmediğim insanlara sadece değer verdiğim insanlar seviyorlar diye katlanmak kötü birşey. sizleri sevmiyorum diyemesemde sanırım tepkilerimden yanımda  istemediğimi kolayca belli ediyorum. evet dost yancıları sizleri sevmiyorum. menfaatiniz olmasa beş dakikadan fazla civarımızda olmayacaksınız farkındayım. hiç olmasanız da fark etmeyecek olması da cabası..

PAKİZE

30 Mart 2012 Cuma

YEŞİL SAÇLI KADIN..

Sen yeşil saçlı kadın..
kısa bir zamandır tanımıyorum seni. gözlerinden anlayacak kadar biliyorum içindekini. değişik zamanlarda aynı şeylere sevinip üzülen iki farklı karakteriz biz seninle. anladığım anlamadığım sevindiğim üzüldüğüm ama hep bir yerlerde hatırladığım sen. sanki doğduğun gün bana haber vermişlerdi senin varlığını işte sanki o zamanlardan beri tanıyorum seni. birlikteyken mutlu olduğum neşesine hayran olduğum kahkahalarına boğulduğum :) iki gün ayrı kaldığımda özlediğim her gün başka bir şey öğrendiğim. cesaretim farklılığım saçmalığım.. zaman zaman  kendimi gördüğüm ama bir o kadar da kendimden uzağım. seviyorum senin saçının yeşilini de sarısını da mavisini de :) doğal arkadaşım benim :) içmeden sarhoşum:) deli başım, baş belam, alı alım moru morum :) şimdi yoldasın. her saniye bana daha da yakınlaşacaksın. hele birde yarın olacak ki sabırsızlıkla bekliyorum :) gene ben televizyon izlerken uyurum ama :) olsunnnnn :) çok çok çok çok özledi bu delibaş seni :) çabucak gel de saçmasapan saçmalıklarla saçmalayalım.. yani bunun gibi birşeyler yapalım :) sana birde yol şarkısı verıyorum hatta şuan telefonuna msj atıyorum.....



uzun uzun zaman sonra
ben de geldim bir noktaya
bu noktadan aşşağısı
uçurumun başlangıcı
kendimi tutucam
çok sabırlı olucam
ne yapıp edip sonunda
ben çıldırmıcam, çıldırmıca :) 

PAKİZE

12 Mart 2012 Pazartesi

DANS DANS DANS


bir değişiklik yaptım ve daha önce yapmadığım ama yapmaktan mutlu olacağım birşey deniyorum. ben artık dans kursuna gidiyorum. salsa öğretmeye çalışıyorlar bize :) gerçi düz yolda yürürken düşen ben nasıl dans edicem nasıl dönücem v.s bilmiyorum.. ama acaip keyifli. çok eğlenceli güzel samimi sıcak vakit geçirdik bulutla :) bulut bizim bir arkadaş. severim onu. eğlencelidir sevecendir. ve şuan dansta bana eşlik eden kişi. bulut korkmamam gerektiğini söylüyor. Şefkatlı kolları beni düşersem tutarmış :) iyice dönmeyi öğrendiğimizde 3-4-5 saat falan döndürcekmiş ben artık topaç gibi dönerken bırakırsa bir dahaki çalışmaya anca arrtık dururum ehh o zamana da benden bir şey kalırsa. çok değil sadece 4 hareket öğrendik. ayın günün anın stresini atmak için birebir. insanlar sıcak ortam güzel. bir sürü yeni insan. tanıdık tanımadık güzel çirkin yaşlısı genci ergeni olgunu bir sürü insan.. sanki dört bir yandan aynı amaç için gelmiş gibiler ki bu da zaman zaman farrklılıkları ortaya koyuyor. nasıl mı? 
amcam gelmiş 40ına heyecan aramakta anlaşılan. ama farkında ki tam yerinde :) çapkın değil ama eşiyle gelmiş. her yeni harekette hadi bakam bunu nasıl yapacaz diyor ve becerebiliyor da :) sivilceli ergenim; utangaç ama sevimli halleriyle kime laf atabilirim kimi ayart bilirim diye gözler fıldır fıldır ama bir yandan da farkında ergen olduğunun.. artistler var birde.. ben harika dans ederim burnumdan kıl aldırmam diyenler :) sevimli görünüyor onlarda eee herkesin kendi tarzı var canım.. 
topuklu ayakkabıyla dans edenleri de izledim. çok zarifler. bu yüzden bir an önce amatörlük zamanlarımı geçmem ve artık topukluyla dans etmeyi öğrenmem gerekiyor. bugün topuklu giymeye başladım bile. eee önce üstünde duracağım ki dans olayını becere bileyim değil mi?
büyük bir hevesle başladım. öyle ki sabah kalktım ve ilk işim öğrendiklerimizi uygulamak oldu. 1-2-3 -5-6-7- sayarak.. tutkulu bir dans. profesyonel dans edenleri izlerken bunu anlamamak mümkün değil. dans etmeye başladıkları andan itibaren başka bir insan geliyor yerleşiyor resmen ruhlarına. 
başladık bakalım yeni bir heyecan var artık ruhumda. umarım güzel sonuçlanır..

PAKİZE

4 Mart 2012 Pazar

kimine hay hay



Berbat bi iş berbat insanlar berbat bi gün hava berbat ama öyle keyifliyim ki bugün. Birazdan, yaşamak şöyle güzel böyle eğlenceli diye yazmaya başlıcam diye korkuyorum :) Gereksiz ne kadar insan varsa dünyada umrumda değilsiniz bugün. Bütün günümü size söverek geçirmedim. En sevdiğim yüzüğümün kırılmasına sebep olan abla sana bile kızgın değilim bugün. Hasta olduğum içinde kızgın değilim. ee daha ne olsun yumuş yumuş bir insan oldum yahu :)

1 Mart 2012 Perşembe

hiç.



ne neden aklımı karıştırıyor. neden bunu söylemekten bu kadar cekiniyorum. korku! neden bu kadar kötü olmak zorunda ki. ve gerisi hiç gelmiyor hiç.

KE-PA-ZE

28 Şubat 2012 Salı

dengelerr değişiyoor

bayadır içim sıkılmıyor. bu iyi birşey. değişimi hissedebiliyorum. gereksiz bir mutluluk seline kapıldım ve gidiyorum. sevdiğim, özlediğim insanlar var artık etrafımda. mutluyum ama bu alışıldık bir durum değil. korkuyorum çok çok korkuyorum hemde ama neden böyle oldum bilmiyorum ama korkularım da korkutmuyor aslında. çok karışık neden hersey. yazdıklarım saçma gelse de yazasım her anımı anlatasım var. bir tutam saçım artık yeşil bunu herkes bilsin istiyorum. sevdiğim bi sevgilim var bilsin herkes. biraz biraz vazgeçtim kendimi suçlamaktan. yaşımı yaşamak istiyorum zor olsada bunu yapabiliceğimi biliyorum. çok umut verici :) ama ben melankolik halimi çoook seviyorumm neyse yeter bu kadar athena dan ben böyleyimm dinlemeli nirvana ya ermelii :)

renkli makarnalar :)



aşçı bir arkadaşımla oturuyorduk klasiktir ya hanı doktoru bulunca başlarsın şuram ağrıyor buram ağrıyor yok şu nasıl yok bu nasıl benim de o hesap oturttum karşıma ve tarif almak için uğraştım biraz. nitekim aldım da. ehh tabii bunlardan birisi de renkli makarnalar.. eminim çok güzel olacaklar. henüz denemedim. ama sizce de güzel görünmüyorlar mı?

27 Şubat 2012 Pazartesi

HUZURLU SABAHLAR



günaydın herkese. mutlu bir sabaha uyandım bu sefer. üzerimdeki siniri attım sanırım. artık sakinim. huzurluyum da bu kez. yağan kar sanırım beni sakinleştiriyor. keşke camdan bir fanusun içinde olsaydım şimdi kuş tüyü koltuklara uzanıp kar yağışını izleseydim güzel bir müzik eşliğinde.. neyse şimdilik işyerinde ki odamdan izleyeceğim yağan karın eşsizliğini..




PAKİZE..





25 Şubat 2012 Cumartesi

GÖRMECE BUNLAR..

belirli bir yaşa geldiğinizde evdeki büyükler bir ayaklarının çukurda olduğunu söyleyerek artık mürivetinizi görmek istediklerini, varsa birileri artık tanışmak yoksa (benim gibi) münasip adaylar ortaya koymaya başlarlar..
evet durum aynen böyle. kendi başıma bulamayacağımı ve müzmin bekar evde kalacağımdan korkan annem başladı çöp çatanlığa. komşuların falan allahtan oğlu falan yok. hiç tanımadığım ve muhtemelen de tanımayacağım birisini ayarlama çabalarındalar. falanca tanıyormuş çok iyi bir aileden gelmiş şu kadar maaşı evi köyü bahçesi barı arı balı peteği anlayacağınız her şeyi varmış. onlara göre kaçırılmaz bir fırsat!!! bir geldiler söylediler iki geldiler söylediler üç geldiler ben bıktım onlar bıkmadılar ve tahminler doğru tanışmaya karar verdim. görücü usulu olsun istediğimden değil sadece susmalarını istediğimden. baktım olmayacak birisi bütün cadılıklarımı ortaya koyup uzaklaştırırım gider mantığı egemen şuan bende..
gerçi sevince aşık olunca ne değişiyor ki.. evlenince bu adamlara bir haller oluyor. en adamı bile bir değişiyor ki anlamıyorsun. sanırım biraz da bu mantıktan kabul ettim. değer verebileceğim saygı duyacağım anlaşabileceğim birisi olursa evlilikte yolunda gider.. nikahta keramet vardır diyorlar ya sevdiklerimiz nasıl 180 derece değişiyorsa belki onda da hızlı bir değişim olur.. tamam bu çok poliyanacı bir düşünce oldu kabul ediyorum. 
hiçde öyle olmaz bunun da farkındayım. dediğim gibi ben görüşeceğim onlar susacak. bu kısır döngü ben kafama göre birisini buluncaya kadar devam edecek yada artık onlar susacak..

PAKİZE..

15 Şubat 2012 Çarşamba

Bugün sev'gibiler günüydü. . .

bir paylaşım sitesinde yazmışlar bunu.. hoşuma gıtmedi değil. baktığın zaman yapmacık sevgiler var etrafta. bakıyorsun görüyorsun anlıyorsun ve guluyorsun. o da anlayacak çünkü. zamanı gelince. en az bır kez aştan yanacak herkesin dili. sevmeyi üfleyecek artık herkes tadarken. 
evet dun sevgililer günüydü. ve ben sevgilim olmamasına rağmen dışarıya çıktım. her yer de sevgililer. el ele kol kola. aklıma hemen izlediğim video geldi. ellerinde ki çiçekleri dolasım aralarına girip oturasım, ellerini ayırıp kaçasım geldi :) yapmadımmm tabiki de :) gözlerinde enerji olmadan bakıyorlar etten bir duvara bakar gibi. aşk böyle bir şey değil. hayranlık duyulmadan olmaz aşkta. onu görünce kalbinin atışını o hissetmesi ve onun da atmalı en derinden. karnına bir şeyler kaçmış gibi olmalı. ateşin çıkmalı gözlerin ışıldamalı. dün gördüğüm hiç kimsede bu yoktu. bakar körler diyorum ben onlara. aşksız adamlar kadınlar. ellerinde birer çiçek. bu da adet oldu bu arada. çiçeği alan turluyor çarşıda. saçma geliyor günlere anlam biçmek. sanki o günlere tapar gibi. tabi ki önemli olacak önem verilmeli de ama devlet meselesi haline gelmemeli olay. 
dun ne mi yaptım? arkadaşlarla hatta sevgili olan arkadaşlarımla oturduk muhabbet ettik. dünyayı kurtardık tekrardan kurduk v.s. anlayacağınız muhabbetin dibine vurduk. pahalı bir otelde pahalı yemekler yeyip bir yudum şarap içmeyi mi tercih ederdim yoksa güzel olan muhabbetimi derseniz bana her şey zamanında yaşanmalı derim ;) 






PAKİZE

12 Şubat 2012 Pazar

KANITLAMAK..

birşeyleri kanıtlamak. neden herkes birşeyleri kanıtlama çabasında. ne fark ediyor kanıtlayınca. herşey olmamış gibi mi oluyor yoksa olduğu gerçeği mi saklanıyor yada olmuş olması mı bırseyleri değiştiriyor. sanırım korkuyorlar. hata yapmaktan korkuyorlar. olanları kanıtlama çabaları da tam olarak bu yüzden. sanılıyor ki bu şekilde olduğunda farklı oluyor. anlamsızlıklar doğuyor. saçmalıklarla yaşanıyor hayatlar. offf ruhum daralıyor. gerçekleri duymak değil içimi daraltan sadece doğruları duymak gereken zamanda değil daha sonrasında duymam. bu kadar yüreksiz insanlar olmaları.. pat diye söyleseler daha az kırılacaksındır belki yada adam gibi söyleseler daha farklı olacaktır. ne düşündüğünü bilirsin hiç yoktan. iki satır yazılır ve bu sayfda da burada kapanır.. 

PAKİZE..

9 Şubat 2012 Perşembe

Onlarr Geliyorlarr! dann dann dann

herşey değişiyor ben değişiyor davulun sesi baya hoş geliyor. ama yok kaçmak yasak. bence bayaa bayaa zor bi karar aşamasındayım yada o faslı geçtim çoktan farkında olmak istemiyorum. mutluluk az biraz zor bulunulası birşey. şimdi güzel hissediyorsam bu neden korkutsun ki beni. ama o davul kulağının dibinde dann dann edecek ee olacak bu. buna değsin mi diyorlar, ben diyorum. ama bu sefer değsin bee. ben bunun için yana yakıla sızlanacağımı bilsem de içimdeki sızlanmalar hiç bitmeyeceği için çok ta sıkıntı yok. kendimi mi sevmeye başladım ben ah hayır bu olmamalı :)


KE-PA-ZE

21 Ocak 2012 Cumartesi

KONUŞMAK

farklılaşmak eskisi gibi olamamak yada bir başkasına farkı farkettırmek..
neden bu eylemler gerçekleştirilirken sahtedir herkes. bir anda kişiliğinden bürünüp sanki başkadır o anda kişi. birde alem ne derciler vardır. aaaa ole davranma ne demezler adama. der ve kendi yapacağından da geri kalmaz. önemli olan o sözü dile getirmiş olmaktır. getirdi mi tamam namus kurtulmuş demektir. hayır arkadaş neysen o ol. yargılanıyor musun? rahatsız mısın? ya yapma yada yapma güdün varsa da eğer yaptım evet ben yaptım diyebil. lafa kesinti yok özgürce dilediğin sözü söyle. ne hissediyorsan söyle. sevmiyor musun sevmıyorum kardesım senı dıyebıl. aşıkmısın onu da soyle. ne var sankı en fazla red edılırsın. dünyanın sonu mu sankı. dılıne geleni sırf soylemekten korktugun utandıgın ıcın soylememek. konuş konuş ki sen kimsin aslında ne düşünüp onu ıstersın bılsın karsındaki belkı o zaman ıste o zaman daha farklı olabılır sana karsı yaklaşımlar.

PAKİZE..

16 Ocak 2012 Pazartesi

HAYALİMDE Kİ DEV..

kaç kere daha yazıp yazık silebilirim bilmiyorum. neyin bocalaması bu yahu.. her şey yolundayken nedir bu bende ki beyin yorgunluğu? düşüncelerim yoğun sanırım. yoluna girmeyecek hiçbir şey yok aslında. karşımda kocaman bir dağ bembeyaz. bana kar beyazlığıyla kötülüklerin üstünü örtmüş gibi gelir. ama eridiğinde gene bütün pisliğiyle ortaya çıkar hatta giderek daha da çok. insanlar gibi önce gelirler tam bir melek hiçbir sıkıntı yok ooo dersin süper ama bir yandan da için içini yer. sonra bakarsın ki bir bir sıçratmış pisliklerini üstüne. çıkartırsın hayatından bir zaman daha devam eder etkisi sende. ellerin çamurludur gözlerin buğulu. her defasında bir daha asla almam dersin ama sana her gelişi değiştiğine inandırışı..her defasında daha çok etkilemesi seni ve kandırışları. bu yüzden çocuk kalmak isterdim. kandırıldığında hıçkıra hıçkıra ağlamak isterdim. unutmak isterdim gönlünü alınca küçük bir çikolatayla. korktuğumda sarılmak isterdim kendi hayalimde ki devime. nerede bilmiyorum şuan o hayalimde ki dev. ama ben çok iyi biliyorum ki. o hissedebildiğim sürece hep yanımda. yanı başımda.

PAKİZE..