27 Aralık 2011 Salı

sade yıllar herkese..




mükemmel bir yıl olacağı hevesiyle işlerimizden çıktık ben koştur koştur gittim yemekleri hazırladım. içecekler yemekler hepsi ama hepsi hazırdı. teker teker gelmeye başladı dostlar. birşeyler yedik ve hazırlanıp çıktık dışarıya. mekan sahibi saatin bir hayli geç olduğunu ve gelip gelmeyeceğimizi merak ettiği için o anda aradı beni. geliyoruz dedim geliyoruz sen verme bizim yeri. gittik samımı sıcak bir mekan yaratmışlar oturduk hadi dedik kalkın bir sigara içip gelelim. malum artık sigara içilmiyor içeride.. neyse kalktık tıpış tıpış içtikk sigaraları soğukta titreye titreye. tam biz içeriye girerken çekiliş yapıyorlarmış. :) kazanan çifti 1 gece 2 gün tatile gönderiyorlar.. oooo dedim önce kazanacaksın sonra birisini bulacaksın. sonra onu ikna edeceksin de iş yerinden izin alacaksın da da da da.. bir anda dağ oldu büyüdü gözümde eyvallah dedim ben almayayım benim yolum uzun daha yürüyeceğim ben... neyse ortak bir oylamayla sevimli bir çift kazandı iyi tatiller :) canlı müzik eşliğinde şarkılar türküler dostlar arkadaşlar tanıdıklar mekanda kiler v.s. v.s herkes mutlu görünüyordu. sonnn 10-9-8 bile yapamadık 3 dakika sonra şimdi girdik dediler. bunları acelesi yok ama baktık niyetleri de yok. başlamak lazım bir yerden dedik. ilk adımı attık hadi hayırlı olsun :)  gece oldu bilmem kaçtı çıktık mekandan daha evde pastamızı üfleyecez kesicez. eve gidiyoruz ama soğuk kimin umurunda.. neyse düşe kalka koşa dura sonunda evin yolunu bulduk. pastayı çıkarttık mumları taktık ateşi de kattık :) hadiii bakalımmmmm mutlu yıllllarrrrrrrrrrrrrrr :) uzun zamandır eğlenmediğim gibi ama bir o kadar da sıradandı. yok yok kötü değil gayette güzeldi. sade bir yıl diliyorum. insanlar sade hayatlar sade karışmasın tatlar bu sene birbirine. her şeyi kendi tadında yaşamak adına. sade yıllar herkese...


PAKİZE...

20 Aralık 2011 Salı

Dost meclisi..



insanlar bazen yanında ama bir o kadar da uzağında. bazıları dosttur, bazıları arkadaş, bazıları çıkarcı bazılarının ise varlıkları size bağlıdır. olmalarını istedikleriniz canınız gibi gördüğünüz paylaşımlar sunduklarınız dostlarınız. ne yapsa suç değildir onların. mutlaka vardır bir sebebi. gözünden anlarsınız kızdığını,sevindiğini, mutluluğunu, üzüntülerini.. yeri gelir kaygılarını tahmin edersiniz. bazen size ihtiyacı olduğunu hissedersiniz ve mesafeler engel değildir hiçbir şey için kilometrelerce uzakta olsa da sesini duymak iyi gelir. rakı masasında dertleşirsin bazen offf ulann dersin böyle böyle.. kadeh tokuştururken sağlığına dersin dostluğumuzun  sağlığına.. onlar gibi olmayanlar da vardır. onları da seversin fakat dostların gibi değillerdir. güzel vakit geçirirsin, muhabbet edersin paylaşımların vardır onlarla da ama hep bir eksik vardır onlarda. ne tam olurlar senin için ne bir eksik. onlarsız olabilirsin fakat varlıklarında da mutlusundur. birde sadece merhaba dediklerin vardır. görüşmek istediğinde yada sağda solda karşılaştığında konuştukların.. varlıkları sizi rahatsız edene kadar çevrenizdedirler. hele bir aksi olsun süratla uzaklaşırlar yanınızdan. hiç olmadıkları kadar uzağa.yani sizin için olsalarda olmasalarda dert değil. ahhh ahhh birde o çıkarcılar vardır. isleri düştüğünde yanında biterler anında. sizden daha iyisi yokmuş gibi davranırlar hatta o an mükemmel hissetmeniz için kendinizi ne nameler dökülür dudaklarından. o gün bir güzelleşmişsinizdir her gün ki gibi olmanıza rağmen. numaraları açıktır aslında. işim bitince gidicem varlığımda da seni rahatsız da etmiyorum ben senden alacağımı alayım giderken kapıyı kapatırım. olay budur onlarda. bazıları çok daha sinsidir. belli etmez kullanmaya çalıştıklarını. inanırsın iyiliğine sonra bir bakarsın ki en kalleşini görürsün ondan. çok kırılırsın belki ama ona değil kendine kızarsın. insanlar bazen aptal oluyorlar. gözlerinin önünde gerçekleşen numaralardan bir haber yaşıyorlar. aslında her şey apaçık ortada. insanları anlamak o an daha da zorlaşır. hata nerde diye düşünürsün zaman zaman. hata sistemdedir.var oluşumuzda. insanlar çiğ süt emmişlerdir. ne güzel de demiş ahmet bey..
         nice dalgalar gördüm azgın
         nice zıpkın yarası var sırtımda
         sığınacak bir liman aramadım hiç.. 
         hep sığınılacak liman oldum.
         fırtınalardan korkmadım ihanetten korktuğum kadar
         ama hesapta yoktu can yoktu
         insanlar köpekbalıkları kadar vefasız olacaklar.....
                                                                          (A.Yenilmez- yunuslar)


PAKİZE..

15 Aralık 2011 Perşembe

güneşli bir güne günaydın..

sabah kalktım. çocukluğumdan kalma bir alışkanlık camdan dışarıya baktım. kar yağmış mı diye. yağmamıştı. aksine güneşli sımsıcak bir hava vardı. güneş hemen bana merhaba dedi. merhaba dedim güneşe ve ekledim. ve güzel bir güne merhaba. seni izlemek isterdim güneş ama işe gitmeliydim. hemen koştum gömleğimi pantolonumu kazağımı çorabımı buldum. neyse işte hazırlandım. televizyonu açtım sabah haberlerine göz gezdirirken çayımdan bir yudum aldım. saate baktım artık çıkmalıydım. dışarıya çıktım. kuşlar her zamanki gibi ağaçlardan birini istila etmişler sabah dedikoduları içinde cıvıldaşıyorlardı. yürüdüm yürüdüm yürüdüm. sabah ayazı olmasına rağmen havanın kokusu rengi tadı içimi ısıtıyordu. insanların bir çoğu uyuyor birazı okula birazı işe birazı çok daha erken saatlerde başlamıştı işe. köşedeki gazeteciden gazetemi aldım. ona da merhaba dedim günaydın. gülümsedi daha da içim ısındı. insanlar neden hiç gülmezler sabahları. çoğu zaten hiç gülmez. şöyle gönülden sıcacık bir gülümseme. içini ısıtan insanın. artık insanlar samimi de değiller. acıları göstermemek için gülerler, fotoğraflarda gülerler, ağladıktan sonra gülerler, gülmek için gülerler.. mahallede bir amca vardı. okul zamanlarımda her sabah karşılaşırdık onunla. sen erken buruşacaksın kızım. hiç gülümsemiyorsun. gülen insan yaşlanmaz da buruşmaz da derdi bana. yüzünden anlaşılıyordu çektiği acılar ama o gülümsüyordu. tonton bir amca. oda yok artık sabah merhabalarımda. bu sabah güneş bana ben insanlara insanlar bana ben güneşe merhabalarımı sundum. günaydın sevdiğim sevmediğim tanıdığım tanımadığım herkese. mutlu günler..




PAKİZE


Bu sayfanın  amacına ulaşması için yazmam gerekiyor. Ne yazmalıyım bilmiyorum televizyonda bir kadın "ben tanrıyım" diyor. Sevgilim beni bekliyor. Ben yazmayı bekliyorum. Ayakkabı almalıyım. Bir süre düşünmeye ara vermek istiyorum. Gak desem olsa guk desem yapılsa... Ah ah! Mutluyum, mutluydum. Şimdi ne bu stres? Saçmalıyorum. Kafamda 40 tilki 80 olmuş halaydan horona koşturuyor. İçim sıkılıyor. "içim sıkılıyor" çok seviyorum bu lafı beni çok net anlatıyor. Halil Sezai coşmuş içimi paralıyor. Sigara içmek istiyorum. Hava çok soğuk olmaz. Arkadaşlarımı seviyorum ama yalnız kalmaya ihtiyacım var. Sigara içmek istiyorum. Gerçekten kendini öldürdü mü diyorum. O kadar büyük acılar var ama o kadar büyük mü gerçekten. Sanırım oda artık düşünmek istemiyordu. 2 günlüğüne yok olsam, herkes unutsa beni; kendimi unutsam... Yapmam gereken çok şey var diyor içimden bir ses. Sigara içmek istiyorum. Bu şarkılar hiç yardımcı olmuyor. Mutlu olmak istiyorum diye zırladığım zamanlar geliyor aklıma "aptalsın" diyorum. Ama değilim biliyorum. Asıl aptallığı şimdi yapıyorum. Mutlu olmak için elimdekilerden daha fazlası lazım sanıyorum. İçimdeki en cılız ses "hayır" diyor. Mutluluk maddeye dönüşüyor ve ben artık büyüdüğümü fark ediyorum. Ses susuyor. Güç istiyorum artık mutluluğu aramak yetmiyor. Sigara içmek istiyorum.Ve ben sigara içmeye gidiyorum.

KEPAZE

12 Aralık 2011 Pazartesi

pazartesi sendromları..

her gün gibidir oysaki pazartesileri de. tek suçu pazar gününden sonra gelmesidir. suçu demişken aslında onun da değildir suç. şartlar onu bu yola sürüklemiştir. hep kötü bakarlar pazartesilere. pazartesi kotudur, sıkıcıdır, zaman bir türlü geçmez, iiğğ, pis, kaka derler ona.pazartesiden salıya geçmek için kırk takla atarlar.. her pazartesi çeşitli paylaşım sitelerinde messengerlarda pazartesiler kötülenir, lanetlenir.. oysa ki günlere anlamlar yüklemektense onları olduğu gibi PAZARTESİLERİ pazartesi gibi yaşayıp bize getirilerine bakmaksızın yargılayıp kurgular yaratmaksızın yaşanabilir.. düşünsenize kötü geçen bir haftayı pazarla kapatıyorsunuz fakat pazartesi size taptaze bir hafta sunuyor. ilk başlangıcı yapıyor. pazar günü tatilinden sonra pazartesi evet işe gidiyoruz okula gidiyoruz fakat salı çarşamba v.s diğer günler de de bu eylem gerçekleşirken pazartesinin günahı nedir yahuuu? pazartesileri işe gitmek bana zor gelmiyor doğrusu. hatta daha da mutlu uyanıyorum sabahına. işe gidiyorum alıyorum elime kahvesi az sütü bol kahvemi geçiyorum masama içiyorum bir yudum ve merhaba diyorum merhaba pazartesi. bu hafta bana hangi güzellikleri yaşatacaksın? seninle nelere başlayacağız birlikte.. yaşanası bir gün yapıyorum kendime pazartesilerden. kimsenin sevmediği bir günü seviyorum belkide.. ve yeni başlayan haftanın ilk gününde merhaba diyorum. çünkü güzeldir pazartesiler  :) evet ben pazartesileri seviyorum ...

10 Aralık 2011 Cumartesi

karar verme!!!

pakize der ki;


aslında hiç akılımda yoktu.. zaman zaman blogu olanları takip ederdim. çok değil yaklaşık bir ay öncesinde kepazeyle kahvemizi yudumlarken bir anda bundan 10 sene sonra geğikleri yapmaya başladık ve biranda çok eğlenceli olmaya başladı bizde aldık kağıdı kalemi yazmaya koyulduk.. normal insanlardan biraz farklı pollyannacıklık oynar gibi küçük ve sevimli şeyler istiyorduk :) örn; saçlarımı rapunzel gibi uzatacağım..sanki uzatıp camdan prensi eve mi alacağım :) 10 yıl sonra bu yazdıklarıma güleceğim diyordum  baksana şimdiden gülüyorum :) daha sonra bunları sadece ikimizin bilmesindense paylaşımda bulunmaya karar verdık.. tmm karar verdik vermesine ama bunu nasıl yapacağız. biz kimiz sayfada neden bahsedeceğiz. bunları konusmak gerekirdi o vakit.çok düşünmeden olduğu gibi biraz da ilginç fakat sade.. hem bizi anlatacak hem bizden olacak bir o kadar da gizem yaratacak birşey olmalıydı bu bızım için. hem düşüncelerimizi dile getirebileceğimiz hem duygularımızı anılarımızı tecrubelerimiz paylaşabileceğimiz bize ait bir sayfa.. kepazeyle çok benzer yanlarımız olduğu gibi aslında farklı iki yapıya sahip oluşumuz bu sayfanın da rengini gösterecek.. biraz kırmızı bıraz siyah olacak bu sayfada.. biraz hayatı biraz ruhumuzu koyacağız ortaya.. ehhh haydi o zaman azcık oradan azcık buradan türkü çığırmaya.. perde 1 başlasın...


kepaze der ki ;


Yapalım mı dedim yapalım dedi olurmu ki dedim olur dedi yaktık sigaramızı aldık sütü bol kahvesi az kahvemizi bir kalem bir kagıt yetti gitti. Biz hep anlaşırız aynı değiliz ya ondan olsa gerek. onun güzelliği benim çirkinliğim, benim güzeliğim onun çirkin olamayışı :) hep dengelemiştir birbirini. gelgelelim asıl olaya kagıt onda kalem bende yada ikiside onda basladık 10 yıllık plan yapmaya. planlar bahane kahve şahane karar verdik bitti gitti.yaptıysak olur dedik olmazsa denemiş oluruz dedik. bugün açılıyoruz yeni birşeylere adım atıyoruz hayır ola güzel ola da pek zormuş hesap ac, tasarla, kopyala, yapıştır, kes, parçala, dağıt falan antin kuntin işler ama malzeme bol gideri var :) bizi izlemeye devam etmeyin bir gün rastlarsanız ne saçmalamıs bu manyaklar deyin gülelim eğlenelim coşalım.ben şiştim galiba pakize'ye attım topu ve rövaşata gol!