28 Nisan 2012 Cumartesi

değer yargıları, anlamdırmalar, sahte bakışlar, ruh, ten, düşünce, mana, kavrama, zannetme, hissetme, tatma, görme, bilme.. neler yapıyoruz biz zaman içerisinde kendimize. aman tanrım. anlamak istiyorum kendimi. mukayese ediyorum düşüncelerimi. ben bu olamam. bahar mı beni böyle yapan yoksa ben hep böyleydim de bu nu bahara mı yıkıyorum. dışarıdan bakan sen mı derler ama var bırsey var bır acık taraf var hep. bakıyorum ama görmuyorum tadıyorum ama anlamıyorum. hıssedemıyorum. karmaşıklıklar içinde bir telaş var içimde. bir yerlerde saklı kalma isteği ama bır o  kadar da hep birlikte. 
ben hapşurayım o bana sağlık dilesin ben hapşurayım o bana iyilik dilesin.. ben hep birlikte desem bile o zaten ole desin. 
ben varken o var olsun. ben yokken varlıgımı surdursun. offf saçmalıyorum gene. konusmaya ıhtıyacım var sanırım. cok susmusum. sesım cıkmıyor artık. dılım donmuyor ıcımdekılerın tarıfını yapamıyorum. sigaram gene bitiyor. ruhum gene acı cekıyor. sanırım bunaldım. farklılaşmaya ıhtıyacım var bu sıralar. ruhumun derınlıklerıne işleyecek kadar fark bana ıyı gelebılır sanırım. uyumamaya dırenıyorum uyumayacagım uyumamalıyım uyumak yok. ve sanırım ben saçmalıyorum...


PAKİZE..

27 Nisan 2012 Cuma







Yeni lezzetler yeni zevkler denemeler denemeler denemeler.
Dün gece bıraktık işi gücü waffle yaptık. Sanırım biz bu işi becerebildik. tadı görüntüsü harikaydı. Çeşitlendirilebilir tabi ki ama ilk denemeye göre oldukça iyiydi.



PAKİZE..

24 Nisan 2012 Salı

alışkanlıklar ve korkular..





dun gece acaip gaza geldim ve uzun zamandır elime dahi almadıgım kıtabımı okumaya yeniden başladım.
bızım ulkemızde neden boyle oluyor ki? neden kitap okuma alışkanlığı yok? okuma zorunluluğu adı altında okutuluyor? o zaman nesi cazip gelir ki? insanlar zevk alarak özümseyerek okumadıktan sonra ne anlamı var? ben de cok okuyan bırısı olmasım hıcbır zaman.. aklıma geldıkce yada okudugum kıtap benı ne kadar suruklerse o kadar. oysa her gece yatmadan once gıbı bır alıskanlıgım neden olmadı benım? korkuttular cunku benım hep gozumu.. bunu yapmalısın dıye dırettıler.
okunmalı kıtap. hep duze olanları da okunmalı onlarla dığerlerının farkı anlasılabılsın dıye. sana hıcbırsey katmayacagını bılsen de o an gordugun kıtabı ozumseyerek okumalısın. mutlaka bırseyler kazandıracaktır.
şahsen ben artık boyle bır alıskanlık edınmıs bulunmaktayım.
okuyacagım okuyacagım okuyacagım...

PAKİZE...

part 2


Sen kocamansın çünkü;
Ne zaman boğulduğumu hissetsem beni tüm karmaşanın içinden çekip çıkarıyorsun.
Çünkü sen hep kocaman gülüyorsun.





KEPAZE

13 Nisan 2012 Cuma

DİKENLİ ŞEYTAN-ŞAHDAMAR VE PİPO

yeni bir ay yenı başlangıclar yenı heycan yenı umutlar.
Kepaze ile Pakize bu kezde aileye yani üyeler katmaya karar verir. Hoş geldiniz Dikenli Şeytan, Şahdamar ve Pipo.

Cumartesi gecesi birlikte vakit geçirmeye ve özlem gidermeye karar verdik. bulut ve arkadaşlarıyla oturduk. sohbet muhabbet koyuydu doğrusu. saatin farkında bile varmadan evde çocuklar bekler, ocakta yemeğim var v.b. bahanelerimizle kalktık düştük evin yoluna. yol gider biz gideriz biz gideriz yol bitmek bilmez derken vardık evimize. zamanın geçleri hamarat. aç olacağımızı bildiği için ve kendisi de tek başına yemektense beklerim gibisinden bizim gelişimize sofrayı hazırlamış beklemiş. oturduk önce güzel bir yemek yedik. eee diyorum ya hamarat diye gerçekten hamarat çayımız bile demlenmiş. yemeğin ardından çay sigara ve geçtik gene bilgisayarların başına. akşam çekildiğimiz fotolara baktık bir bir. haftalık dedikodularımızı yaptık. şarkılarımızı dinledik ve gecenin ilerleyen saatlerinde blogumuza yazmaya başladık. o yazdı ben okudum ben yazdım o okudu bazılarını yazdık yazdık sildik derken geldik yeni aile üyelerinin kararını vermeye.

dikenli şeytan ve şahdamar..
baktık ki çok radyasyon alıyoruz ve takdir edersiniz ki bizim derimizde korunmak için bir şey yok. aile üyesi yapalım ve onları kullanalım dedik. bir yerde okumuştum. kaktüsler radyasyonu çekiyor diye. küçükken alalım da dedik alışsın bize :) pazar günü ilk işimiz yeni aile üyelerini bünyemize katmak için kollar sıvandı. gidildi ve hemen alındı. hemen isimler konuldu. adları Dikenli şeytan ve şahdamar. dikenli şaytan diye bir hayvan varmış ve aşırı komık adımları varmıs. ona benzettıgımızden bırının adı dikenli şeytan ve şahdamar.. hapiniz gibi bende bir ajdar hayranıyım :) dedım her sabah dikenlerini üstüme salsa bile ben onu cok sevicem her gün ona sarkılar soyleyecegım. şah şah şah dam dam dam ar ar ar şahdamar şahdamar :)



pipo da ailemizin minik sapşal balığı. dipte gezer. yemini yemeğe çıkar ve geri yerine dibe döner. tam bir miskin. gerçi yavaş yavaş hareketlenmeye başladı.
yeni üyeler yeni sevgiler.. yine gene yeniden...













PAKİZE

İÇ'ten

Sen kocamansın ÇÜNKÜ;
beni bu dünyada senden kocaman kimse saramaz. ben bir tek senin kollarında o kadar küçük olabilirim ve bir tek senin kolların benim belimde 2 tur atabilir.


kepaze


6 Nisan 2012 Cuma

Bütün dünyayı kucaklamak istedim, kollarım yetmedi.



sürekli bir karmaşa yaşıyorum. çoğu kez anlayamıyorum. aklımda tonlarca şey var. her gece katlanarak üzerime saldırıyorlar. gece uyumasak keşke... bazen yanımda bir ruh beliriyor ona sarılıyorum o bana dolanıyor zihnimi temizliyor uyuyorum. uyanıyorum. öyle çok şey yapmak istiyorum ki hepsine elim değsin, hepsinin acısını tatlısını tadayım. bisikletime atlayıp dünyayı dolanayım. okyanusların en dibine inip en büyük balıkların karnında dolaşayım. kocaman kitapların içinde kaybolayım. boyalarım dünyamı boyamaya yetsin. renklerin ruhuna dokunayım. bulutların üstünde şarkılar söyleyip dans edeyim. kötü olup can yakayım. af dileyim, dünyayı kucaklayayım, kollarım yetişsin. şiirler ben olsun, ben şiir. jezebel olayım kan içinde yatayım. sabah olsun. gözlerim yanmasın. bilincim kaybolsun. uyanayım yine sabah olsun.


Ke-Pa-Ze

2 Nisan 2012 Pazartesi

Geçmiş, Geçememiş..

Bir kaç yıl öncesinde yazdığım bir şey. O hala geçmemiş,devam etmiş bu sefer güzel imiş.


Seni özlemek suç mu bilmiyorum. Görmediğin, duymadığın, hisseDEmediğin bir insan nasıl özlenir ki...
Sana yazdıklarımı  okudum da, sen varken ruhumun tıka basa nasıl dolu olduğunu gördüm. Kilitlenmek, kilitlenmek sen, o, bu, şu tarafından değil ruhsuz kalan bedenin kendini kilitlemesi.. Çıkış yok, kaçış yok kaybolan ruhun geri dönmesi tek seçenek..Zor çok zor yeniden ulaşmak, yakalamak çok zor.

Ruh kaçınca hayallerde kayboluyormuş biliyor muydun? Beynim bomboş kaldı. Baksana yazdıklarıma duygudan, aşktan eser yok, hiçbirinin içinde bir ruh yok ama bana bıraktığı tek şey acı (eksikmiş gibi). Bazen çekilmez oluyor.Bir yerlerden kendimi atmak istiyorum belki yeniden heyecanlanırım diye (heyecanda bir duygu değil midir?) ama yapamıyorum. Canımın yanmasından korktuğumdan değil (zaten yeterince yanıyor:)) ya buda beni heyecanlandırmazsa? Ruhsuz ölmek istemiyorum. Bu her şeyi bitirmek olur. Yeniden doğmak yalan olur. İyi yanı, korkularımda kayboldu artık. Eskilere bakıyorum, yazdıklarıma,çizdiklerime hepsinin bir ruhu var. Her birinin bende bıraktığı izler var ama şimdi ne yazsam ne çizsem boş. Ölmüş gibi her şey soğuk,karanlık..

Kilitlendim! Ruhlar bedenden ayrıldığında beden kapatırmış kendini ruh nasıl kaçtıysa öylece kalırmış.Bende, öyle işte... 



KEPAZE