27 Eylül 2012 Perşembe


Bugünlerde herkes gitmek istiyor.
Küçük bir sahil kasabasına,
Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara...

Hayatından memnun olan yok.
Kiminle konuşsam aynı şey...
Herşeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.
Öyle "yanına almak istediği üç şey" falan yok.
Bir kendisi.
Bu yeter zaten.
Herşeyi, herkesi götürdün demektir.
Keşke kendini bırakıp gidebilse insan.
Ama olmuyor.

Hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor.
Yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor.
Böyle gidiyoruz işte.
Bir yanımız "kalk gidelim",
öbür yanımız "otur" diyor.

"Otur" diyen kazanıyor.
O yan kalabalık zira...
İş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile,
Güvende olma duygusu...
En kötüsü alışkanlık.
Alışkanlığın verdiği rahatlık,
Monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor.
Kalıyoruz...
Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.

Evlenmeler...
Bir çocuk daha doğurmalar...
Borçlara girmeler...
İşi büyütmeler...
Bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.

Misal ben...
Kapıdaki Rex'i bırakıp gidemiyorum.
Değil bu şehirden gitmek,
İki sokak öteye taşınamıyorum.
Alıp götürsem gelmez ki...
Bütün sokağın köpeği olduğunun farkında,
Herkes onu, o herkesi seviyor.
Hangi birimizle gitsin?

"Sırtında yumurta küfesi olmak" diye bir deyim vardır;
Evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin,
Kendi imalatımız küfeler.

Ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada.
Ölüm var zira.
Ölüme inat tutunmak lazım,
İnadına kök salmak lazım.

Bari ufak kaçışlar yapabilsek.
Var tabii yapanlar, ama az.
Sadece kaymak tabakası.
Hepimiz kaçabilsek...
Bütçe, zaman, keyif... Denk olsa.
Gün içinde mesela...
Küçücük gitmeler yapabilsek.

Ne mümkün.
Sabah 9, akşam 18
Sonra başka mecburiyetler
Sıkışıp kaldık.
Sırf yeme, içme, barınmanın bedeli
Bu kadar ağır olmamalı.

Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
Bir ömür karşılığı, bir ömür yani.
Ne saçma...
Bahar mıdır bizi bu hale getiren?
Galiba.

Ben her bahar aşık olmam ama
Her bahar gitmek isterim.
Gittiğim olmadı hiç,
Ama olsun... İstemek de güzel.

PAKİZE..

14 Eylül 2012 Cuma

her şey yeniden başlamayacak ya. yada hiçbir şey olmamış gibi de olmayacak. evet bugün 23 yaşına bastım. hiçbir şey değişmiyormuş değişmeyeceğini zaten biliyordum. nefes alışlarım aynı olacaktı bakışım aynı. sadece özel bir gün bugün benim için. bundan 23 sene önce anneme o muhteşem acıları çektirmeme rağmen bugün annem bana iyi ki seni doğurmuşum demesi gözlerinin bana parlayarak bakması hiçbir şeye değişilmez bir şeydi. seni seviyorum annecim. iyi ki beni doğurmuşsun..
bu sene çok şaşalı doğum günleri yapmıyorum kendime. evimde oturuyorum. sevdiklerimle görüşüyorum internette telefonda. arkadaşlarım gece güzel bir sürpriz yaptılar bana. güya kavga etmişler de bir aşağıya inicekmişim. indim arabanın arkadasına saklanmışlar ama görünüyorlar :) arabanın üstünde ilkel bir şekilde kestim pastamı kutladık doğum günümü. bir de sağ olsun eş dost akraba kutladı tek tek tşk ettim hepsine. yanımda olamasalarda olduklarını bildiklerim var ya işte hepsini çok seviyorum. ben hep güzel dostluklar biriktirmişim kendime..

evet ben bugün 23 yaşıma bastım. bundan seneler sonra  bu yazımı okuyor olduğumda çok gülecek olsam da kendime ben bugün 23 yaşımda yanımdaki dostlarımla mutlu bir insanım. İYİ Kİ DOĞMUŞUM ve İYİ Kİ YAŞIYORUM..

PAKİZE..